BEN KİMİM
Gürcan Gürel
Haziran 5, 2024
Bir zen okulu öğrencisi her sabah evinden okula giderken bir askeri kışla önünden geçermiş. Sisli bir kış günü öğrenci yine askesi kışlanın yanından geçerken nöbetçi asker yoğun sisten dolayı öğrenciyi tanıyamamış, yaklaşan bir siluet görmüş, bunun üzerinede yüksek bir sesle “dur kimsin sen” diye bağırmış. Öğrenci önce duraksamış, sonrada kendini tanıtmış ve biraz daha yaklaşıncada nöbetçi asker kendisine “tamam seni tanıdım, devam edebilirsin” demiş. Öğrenci tam yola devam edecekken aklına bir fikir gelmiş; nöbetçi askere dönmüş ve kendisine “bak ben her sabah burdan geçerken bana aynen bu sabah yaptığın gibi yüksek sesle dur kimsin sen diye bağırırsan her seferinde öğle yemeği için yanımda taşıdığım pirinç pilavının yarısını sana vereceğim” demiş....
Ben kimim sorusu içsel yolculuğumuzdaki en önemli soru. Yolculuktaki biri için o kadar değerli ki öğrenci kıt kanaat yanında taşıdığı yemeğin yarısını bu soru için feda etmeye hazır.
Bir kere bu soruyu içtenlikle sorduğumuzda yaşamımızda o geri dönülmez yolculuk başlıyor.
Gerçek doğanı, gerçek kimliğini bir şeyler yaparak, bir şeyler başararak, bir şeylere sahip olarak keşfedemezsin. Çünkü o bir olma, bir farkındalık hali, kalbini açma hali. Ona zihin ile düşüncelerle de ulaşamazsın. Zihin ile her şeyi düşünüp irdeleyebilirsin ama içini keşfedemezsin; aynen gözlerinle her şeyi görüp kendini görememen gibi...
Hepimizin gerçek kimliği ışık ve koşulsuz sevgi... Bu bizim sadece var olduğumuz için doğal halimiz, aynen soğuğun buzun doğal hali, sıcağın ateşin doğal hali olduğu gibi.
Her birimiz ışık cevherleyiz ama cevherin üstü battaniyelerle kaplı olduğu için gün içinde gerçek kimliğimiz ile çoğu zaman temas edemiyoruz. Battaniyeler bize sahte kişilik yükleyen, bize sen farklısın, sen özelsin diyerek bizi teklikten dualiyete sokan zihnimiz. Bize yüklediği sahte ünvanlar, roller ile yaratılan sahte kişilik. Zaten ingilizce kişilik anlamındaki “personality” kelimesi eski yunancada “maske” anlamı olan “persona” kelimesinden türemiş.
İşte gerçek kimliğimizi keşfetme yolunda dışta yapabileceğimiz tek çalışma bu battaniyelerin farkında olmak. Bunu hergün kararlılıkla yaptığımızda zamanla battaniyeler incelerek kumaşa, daha sonra tüle dönüşecek...nihayetinde ego kabuğunun yok olmasıya her şey olan hiçliğe, gerçek kimliğimize kavuşabileceğiz.....aynen kendini herkesden ayrı gören okyanustaki buz kütlesinin son parçasının da erimesiyle bütünlüğe kavuşup okyanus olması gibi...
Kendini gün içinde sürekli gözlemle..
Olaylara nasıl tepki veriyorsun..
Tepkilerini kalbinden, yani sevgiden veriyorsan battaniyeler inceliyor..
Tepkilerini zihninden, yani korku, endişe, kızgınlık, kibir, kıskançlıktan veriyorsan battaniyler kalınlaşıyor..
Tercih senin..